Haydi Kakava Şenlikleri’ne!

Merhaba Sevgili AynadakiSen Dostları….

Bu hafta sizlere Kakava Şenlikleri ve Hıdırellez hakkında yazmak istedim, Mayıs ayında her sene gerçekleşen bu şenlik rotanızı Edirne’ye çevirmenizi sağlayacaktır. 🙂 Ayrıca Kakava’nın UNESCO Kültür Mirası Geçici Listesi’nde bulunduğunu da not olarak belirtmek istiyorum.

Todilerde çengi çıkar Nazik dilber hem şivekar Nerede duysa düğün dernek Koşar gider, göbek atar, oynar Kızlar sarılır giyince Papatyalar dönünce Davul, zurna çalınca Gönüllerde cümbüş oynar Haydin kızlar bahar geldi Giyinelim hep beyazlar…

HIDIRELLEZ YA DA HIDRELLEZ (Azerice: Xıdır Ilyas ya da Xıdır Nəbi)

Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılarak kutlanmaktadır.

Hıdrellez ile ilgili bazı inanışlar şunlardır:

  • Hıdrellez sabahı anne ve babalar çocuklarını uykudan erken kaldırmak için “kalkın” demezler “uçun, uçun” derler.
  • Hıdrellez sabahı insanlar uykudan yeşil dallarla uyandırılır.
  • Hıdrellez sabahı erkenden kalkılıp dereden üç kez geçilir. Çim üzerindeki çiğlere el sürülüp yüzler ıslatılır.
  • Hıdrellez, evlerde temizlik yapılarak karşılanmalıdır.
  • İneklerin sütü kesilmesin diye Hıdrelleze 7 gün kala kimseye peynir ve yoğurt mayası verilmez.
  • Evin bereketi gitmesin düşüncesiyle kimseye ekmek mayası verilmez.
  • Hıdrellezden 1 gün önce (5 Mayıs) kırlardan 41 çeşit ot, küçük taş ve kekik otu toplanır. Bunlar su dolu bir kap içine atılır ve Hıdrellez sabahı bu suyla el, yüz yıkanır (Bunu yapmakla cildin güzelleşeceğine ve hastalıklardan arınıp, zindelik kazanılacağına inanılır).
  • 5 Mayıs’ta 41 çeşit ot toplanıp eve gelince, evde bulunan eski hasır ve eşyalardan bir kısmının yakılmasıyla bit, pire ve günahlardan arınılacağına; yakılan bu ateşin üzerinden atlamakla da yıl içinde kazanılmış olumsuz ve kötü alışkanlıkların yok olacağına inanılmaktadır.
  • Hıdrellez gecesi (5 Mayıs’ta) evin ana giriş kapısına ağaçlardan koparılan yeşil yapraklı dal konur. Özellikle kapıya asılan söğüt dalının sağlık getireceğine inanılmaktadır.
  • Hıdrellez akşamı toplanan genç kızlar, bir çömleğin içine kendilerine ait bir eşyayı (boncuk, yüzük) atarlar. Hıdrellez sabahı tekrar toplanan genç kızlar, küçük bir çocuğun gözlerini bağlayarak çömlekten boncuk ve yüzükleri tek tek çektirirler. Bu sırada mani bilen kızlar da tek tek mani söylerler. Kimin eşyası hangi manide çömlekten çekilmiş ise; o genç kız, o maniyi kendine göre yorumlar.
  • Hıdrellez gecesi ısırgan otu koparılıp evin önüne konur. Isırgan otu sabaha kadar yendiyse, o kişinin seneye Hıdrelleze kadar öleceğine, yenmediyse yaşayacağına inanılır.
  • Hıdrellez akşamı (5 Mayıs) kadın ve kızlar ellerine kına yakarlar.
  • Hıdrellez akşamı bahçede kenar ve köşelere bakılır. Şayet bakılan yerlerde toprak parıldarsa orada hazine olacağına inanılır.
  • Hıdrellez akşamı ikindiden sonra bahçede bulunan gül ağacının altına insanlar isteklerinin resmini çizerler. Ev isteyen ev şekli, araba isteyen araba şekli, hayvan isteyen hayvan şekli, evlilik isteyen sevdiğini canlandıran bir resim çizer ve dilekte bulunurlar. Bunu yapmakla o yıl içerisinde isteklerinin gerçekleşeceğine inanırlar.

Dediğim gibi bu özel gün Hızır ve İlyas adındaki iki kardeşin buluşma günü olarak benimsenir. Hızır denizlerde yaşar, İlyas ise karada… 6 Mayıs günü Hızır denizden gelir ve kardeşi İlyas’la buluşur. Hızır, kendisini bekleyen insanlara şans, iyilik, şifa ve bolluk-bereket getirir. Aynı şekilde bastığı ya da dokunduğu otlara, bitkilere, ağaçlara da… Çünkü Hıdrellez geleneği, karada yaşayan İlyas’tan çok, denizlerin piri Hızır ile bütünleşmiştir.

HIZIR

Hızır; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda aramızda dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtır. Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler. Türkiye’de Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:

  • Kalbi temiz, Allah’a inanan insanlara yardım eder.
  • Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
  • Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
  • Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
  • İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
  • Uğur ve kısmet sembolüdür.
  • Keramet sahibidir.

Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdeleye bağlayıp gül ağacına asarlar.

KAKAVA ŞENLİKLERİ NEDİR? NASIL KUTLANIR?:

Kakava kelime anlamı olarak kokulu hava veya kahkaha anlamına gelir. Kakava şenlikleri baharın habercisidir. Roman kültürüne ait bir kutlama olan Kakava, Ön Asya ve Mısır kökenli inançlara kadar dayanır.

Kakava Şenlikleri 5-6 Mayıs tarihlerinde iki ayrı mekanda kutlanır; Konser, yarışma, dans gösterileri Saraçlar Caddesi’nde, diğer etkinlikler ise Kırkpınar Güreşleri’nin de düzenlendiği Sarayiçi’nde gerçekleşmektedir.

Şenlikler her iki gün de baharı karşılamaya yönelik iki özel ritüelle başlar. Bereketin artması, güzelliklerin paylaşılması arzusunu simgeleyen Kakava Ateşi’nin yakılması ve pilav ikramı 5 Mayıs’ta, Sarayiçi’nde yapılır. Arınma ve doğanın uyanışını selamlama amaçlı “Bahara Giriş” ritüeli ise 6 Mayıs sabahı saat 06.00’da, Tunca Nehri kıyısında gerçekleşir.

Oldukça renkli geçen Kakava şenliklerini seyretmek için, Türkiye’deki tüm roman derneklerinin temsilcilerinin yanı sıra, yerel ve yabancı fotoğraf sanatçıları ve son yıl ki rakamlara göre yaklaşık 10 bine yakın izleyici katılmaktadır.

Şenlik öncesinde Romanlar kendi aralarında yaptıkları bir seçim ile Çeribaşı denilen törenlerin yöneticisini seçerler. Seçimlerin ardından, akşam saat 18.00’de Sarayiçi’nde Kakava Ateşinin yanması ile başlayan etkinlikler gece boyunca devam eder. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar müzik susmaz ve eğlence durmaz. Hem Edirneli Romanlar, hemde dışarıdan gelen misafirler oyunlar oynar ve roman havaları eşliğinde keyifli bir gece geçirirler. Eğlence tamamlandıktan sonra Roman mahallesine dönülür ve her sokak başında eski hasır yakılır. Yörede bu ateş üzerinden üç kez atlamak uğur sayılır. Gece boyunca, evli kadınlar maniler eşliğinde dileklerini yazıp niyet çömleğine atar. Ertesi günü çömlek açılarak yine maniler eşliğinde okunur erkeklere okunur. Ayrıca ertesi gün sabahın erken saatlerinde kalkıp nehir kenarına gider, ellerinde su kaplarıyla yüzlerini yıkarlar. Genç kadınlar gelinlik veya en yeni elbiselerini giyerek Sarayiçi’nde ellerinde ve başlarında söğüt dallarıyla yürüyüş yaparlar. Bazıları şafak vaktinde günahlardan arınmak, zinde kalmak için ve yılın bereket, bolluk getirmemesi adına Tunca nehrinin sularında yüzerler. Ayrıca hıdırellez süresince evlerin kapılarına söğüt dalları asılır.

NASIL GİDİLİR?

Türkiye’nin birçok noktasından Edirne’ye doğrudan otobüs seferleri bulunur. İstanbul ve Edirne arası yaklaşık 2 Saat 30 Dakika sürmektedir. Özel aracınızla da rahatlıkla gidebilirsiniz.

NEREDE KALINIR?

Edirne’de önceden çok az otel bulunmaktaydı, günümüzde ise 5* otelden butik otele kadar birçok seçenek var. Kakava şenlikleri yoğun ilgi gördüğünden dolayı bölgede o dönemde daha önceden rezervasyon yaptırmadıysanız yer bulmanız nerdeyse imkansız. Önerim Kakava şenliklerine gitmeye karar verdikten sonra en az 3-4 ay önceden rezervasyon yaptırmanız, yoksa yukarıda belirttiğim gibi yer bulmak çok zor.

İkinci alternatif, artık birçok tur acentası bölgeye o dönemde tur düzenlemek, güvenilir bir acentayla tura katılmanızı öneririm.

Son olarak sizlere paylaşacağım bir hıdırellez duasıyla yazıma son veriyorum, bir dahaki yazımda buluşmak dileğiyle sevgiyle mutlu kalınız…

Hızır İlyas karada

Hızır Nebi deryada

Ya Allah Ya Muhammed

Yetiş imdadıma

Erdir beni muradıma…

Rotanız sevgi olsun kalbiniz sizi en doğru yere götürecektir…

Leave a Comment