Gezmek Yaşamaktır

Merhaba Sevgili AynadakiSen Dostları….

İlk yazımda sizlere seyahatin, yeni yerler keşfetmenin hayatımızdaki önemininden bahsetmek istiyorum.

”Gezmek yaşamaktır.” (Hans Christian Andersen)

Aslında hepimizin hayatında önemli bir yeri vardır seyahatin, tatilin. Yoğun yaşam temposu içinde tek kaçış noktamızdır seyahat.

Aylarca hayalini kurarız, planlar yapmaya çalışırız. Aslında farkında olmadan kendimize hem iyilik hem de kötülük yaparız. Satırları okurken, “İyilik ve kötülük derken ne kastediyor acaba?” diye sorduğunuzu tahmin ediyorum. Sizi daha fazla meraklandırmadan hemen açıklıyorum: İyilik, şehir hayatında sıkışıp kalan bedenlerimizin kurduğumuz hayallerle bir nevi olsun  mutlu olması; kötülük ise kurduğumuz hayallerde mükemmeliyetçiliği düşünürek aşırı plan yapma ve detaycılık. Oysa ki seyahat özgürlüktür.

Size önereceğim ilk ipucu seyahatlerinizde çok detaya inmeyin, en önemli ilk adımınız ruhunuza iyi geleceğini düşündüğünüz yeri tespit etmek olsun. Bu aşamada önemli soruları sıralayacak olursak:

1-Ruhum ne istiyor? (Deniz tatili mi, doğa tatili mi, kültür tatili mi ya da hepsi bir arada mı)

2-Nasıl bir yere gitmeli ve kalmalıyım? (Tatil Köyü, Butik otel, Pansiyon, Karavan, Çadır)

3-Nasıl gitmeliyim? (Uçak, Deniz yolu, Tren, Kara yolu, Otobüs veya Şahsi arabanızla)

Bu üç sorunun yardımıyla karar verdikden sonra işiniz biraz daha hafifleyecektir. Ben kendi hayatımda gideceğim yere, genellikle daha önceden not ettiğim gitmek istediğim yerler listesinde bulunan en baştaki tercihlerimden birini seçerek başlıyorum, hatta bazen işi keyifli kılmak adına gözlerimi kapayıp kalemimi not defterimin üzerinde dolaştırıp aniden bırakıyorum, hangisine denk gelirse 🙂

Seçim aşaması bittikden sonra tatile hazırlık kısmına gelelim. Hani “Bu sefer fazla bir şey almayacağım” diyerek tıka basa doldurduğumuz valizler ile başlayıp, dönüş yolunda “Ah niye bu kadar eşyayı aldım” ya da “Keşke mavi şortumu, kırmızı elbisemi de koysaydım” serzenişleriyle biten 🙂

Valiz hazırlarken nacizane birkaç ipucu vermek istiyorum sizlere.

1- Gidiceğiniz yerin iklim şartları ve hava durumuna mutlaka bakın.

2-Öncelikle bütün kıyafetlerinizi dolapdan çıkarıp geniş bir alana yayın.

3-Limit sınırı olan bir liste yapın.(2 şort, 2 kazak, 1 elbise, 2 ayakkabı gibi)

4-Küçük bir el çantanız ya da sırt çantanız olsun (Şahsi eyşalarınız, bakım malzemeleriniz için kullanın)

5-Eşyalarınızı yerleştirirken katlama ve yerleştirme yeteneğinizi  ön plana çıkarın 🙂

“Sen nasıl valiz hazırlıyorsun” diyen sesler duydun sanki 🙂 Hemen açıklıyorum: öncelikle yukarıda bahsettiğim örneklerden yola çıkarak ve de uzun yıllar tecrübe ettikden sonra mümkün olduğunca az kıyafetle valiz hazırlamaya çalışıyorum, yanıma rahat ve valizimde fazla yer kaplamayan kıyafetler alıp, bakım malzemelerimi seyahat boylarından seçmeye çalışıyorum (Bir çok bakım ürünü satan mağazalarda bulmak mümkün). Yanıma bir tane boş el taşıma çantası alıyorum ki seyahatim sırasında alacağım hediyelik eşyaları ve diğer şeyleri koyabileyim. Seyahate çıkarken az ama işime yarayacak eşya almayı tercih ediyorum. Unutmadan el çantanızda muhakkak gittiğiniz yere ait bir yol haritası ve gezilecek yerler listesi yapmayı unutmayın.

Ruhunuzu ve bedeninizi rahat bırakın, telaşlı davranıp uzun zamandır hayalini kurduğunuz tatili kendinize zehir etmeyin. Aslında hepimizin unuttuğu bir şey var: Herşey olup bitsin isterken anı yaşamayı unutuyoruz. Anı yaşamak çok önemli, mümkün olduğunca bir an bulunduğunuz yerde sessiz kalıp derin nefesler alarak anın farkına varın ve doya doya yaşayın. Gezdiğiniz, gördüğünüz, yaşadağınız yerleri tüm bedeninizle hissedin, ufak bir not defteriniz olsun yanınızda, içinizden geldiği anlarda yaşadığınız güzellikleri not edin, döndüğünüzde okuyarak yeni rotalar yaptığınızda sizi gülümsetecek ve yeni ilhamlar verecektir.

Sevgili AynadakiSen dostları  bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle, sağlıkla ve mutlu kalınız…

Rotanız sevgi olsun, kalbiniz sizi en güzel yere götürecektir….

Leave a Comment